Bendeniz Duffy

Orjinal adı
Duffy
Yazar
Dan Kavanagh
Yayınevi
Ayrıntı Özel Fiyat
Dil
Türkçe
Sayfa s.
172

Dan Kavanagh, çok çarpıcı ve farklı bir mizah anlayışıyla, İngiltere'den son derece canlı bir sosyal kesit sunuyor bizlere. Bendeniz Duffy'de gece kulüplerinin, seks-shop'ların, masaj salonlarının geleneksel mekanı Londra'nın Soho semti olanca canlılığıyla, inanılmaz bir ayrıntı zenginliğiyle gözler önüne seriliyor. Belalılar, vurguncular, uyuşturucu kaçakçıları, fahişeler, pezevenkler ve tabii ki "tirbuşon" kadar eğrilmiş aynasızlar. Bütün bu sosyal katmanlar Dan Kavanagh'ın bir cerrah bisturisi kadar keskin kaleminin altında yazınsal bir teşrih masasına yatırılıyor. Dan Kavanagh, olayların "nasıl"ları kadar "niçin"lerine de eğiliyor ve kendini çok iyi maskeleyen suçluyu; her yerde olduğu için hiç göze batmayan, adına "toplum" denen o kolektif suçluyu arıyor...
Soho'da ticaret yapan oyuncak imalatçısı Bay McKechnie'nin karısı maskeli iki kişi tarafından fazlasıyla sistematik bir biçimde kesilir, kedisi şişe geçirilir ve sonra da şantajlar başlar. Bay McKechnie pek de sağlam pabuç değildir; çareyi, özel dedektif Duffy'ye başvurmakta bulur. Duffy, eskiden, West Central Karakolu'nda çalışmış; ama sonra bir oyuna gelip oradan uzaklaştırılmıştır. İntikam hırsının da karıştığı bir görev duygusuyla soruşturmalara girişir. "Kara ayrıntılar"la bezenmiş bir macera başlar.
(Arka kapak)

Julian Barnes, Don Kavanagh takma adıyla tam dört kitap yazmıştır. Bendeniz Duffy (Duffy), Yalan Dolan Kenti (Fiddle City), Tekmeyi Yapıştırmak (Putting the Boot in), Çulsuzlar ( Going to the Dogs).
(Binyıl Kitap, Haftanın Kitabı, 21.07.2000, Sayfa:3)

Kalbinizin has köşesini hangi romanlarınıza ayırdınız?
Bana ün getiren roman üçüncü romanım Flaubert'in Papağanı'ydı. İlk çok satan, ödüller kazanan ve yabancı dillere çevrilen kitabım oydu. Beynimde de kalbimde de kitaplarım arasında ayrım yapmamaya çalışıyorum. Flaubert'in Papağanı'na çok şey borçluyum çünkü bana çok yardım etti. Ama ona çok fazla müteşekkir olmak, diğer romanlarıma haksızlık yapmak gibi geliyor. En düşkün olduğum romanlarım, genellikle insanların çok az takdir ettikleridir. Artık insanlardan şunu duymaktan bıktım: '' Flaubert'in Papağanı'nı çok seviyorum.'' Ben de şunu söylemekten bıktım: ''Öbürlerinin ne kusurunu gördünüz?''
(Binyıl Kitap, Haftanın Kitabı, 21.07.2000, Sayfa:3)


Kitaba sahip olanları ve isteyenleri sadece UKitap üyeleri görebilir.