Herkes Herkesle Dostmuş Gibi...

Yazar
Barış Bıçakçı
Yayınevi
İletişim Yayınevi
Dil
Türkçe
Sayfa s.
112

Tuhaf bir oyun oynuyor sanki insanlar. Birinin öyküsü sürüp giderken, bir hayat devam ederken, yanından geçen, oralarda bir yerde gezen bir başkasına, 'öteki' hayatlara ilişiyor gözümüz, gönlümüz. En derin, en gizli, hem de en sıradan öyküler bunlar. Öyküler örüldükçe sesler, görüntüler, hareketler, insanlık halleri çoğalıyor. Hiçbir ses, hiçbir görüntü bir diğerini örtmeden, boğmadan, birbirine ilişmeden... birbirine destek de olmadan.

Aynı zamanda bir Ankara romanı, bu... Sakarya Caddesi, Yüksel Caddesi, Tandoğan, Gar, Ulus, İsmetpaşa Mahallesi, Kale, Bahçeli, 1. Cadde, Kumrular, Tunus, Tunalı, Kuğulu Park, Güven Park, Gençlik Parkı... Hiçbir insanın sıradan olmadığını gösteren öyküleriyle, sıradan insanlar.

Okudukça, körelmiş olan tüm duyargalarınızın yeniden hassasiyet kazandığını fark ediyorsunuz. Buna seviniyorsunuz. Çok seviniyorsunuz. O sevinçle baktığınızda içiniz de sızlıyor, bu dünyada her şey niye "böyle", diye...

Şair elinden çıkma bir roman.
(Arka Kapak)

Barış Bıçakçı'nın 'küçük insanlara' sıradan hayatlara' bakışında gerçekten yeni bir şey var. Steinbeck ya da Orhan Kemalvari bir yan görebilirsiniz - ama tam öyle değil. Öyle büsbütün toplumcu-gerçekçi değil. Sait Faik'le yakınlık kurduğunuz anlar olabilir - ama öyle 'küçük adam' romantizmi yok burada, fantastik öğeler yok. Yusuf Atılgan'ı düşünebilirsiniz - ama onda görebileceğiniz 'karanlık' yok burada. Sevgi Sosyal'ın ''Yeni Şehirde Bir Öğle Vakti'' gezintisini hatırlayabilirsiniz tabii ki - ama Bıçakçı'nın anlatısı 'o çeşit' politik değil. Başka yazarlıklarla kıyaslamaya el verecek pek çok sinyal veriyor ''Herkes herkesle dostmuş gibi'', ama belirgin bir esinti bağlantısı yok, yakın akrabalıklar bulmak zor. Gerçekten de yeni bir şey var.
Kitap, Radikal Gazetesi, Cumartesi Eki, 29.07.2000


Kitaba sahip olanları ve isteyenleri sadece UKitap üyeleri görebilir.