Kar

Yazar
Orhan Pamuk
Yayınevi
İletişim Yayınevi
Dil
Türkçe
Sayfa s.
432

2006 Nobel Edebiyat Ödüllü Orhan Pamuk 100'ü aşkın ülkede 46 dilde okunuyor

On iki yıldır Almanya'da sürgün olan şair Ka Türkiye'ye dönüşünden dört gün sonra, bir röportaj için Kars şehrinde bulur kendini. Ağır ağır ve hiç durmadan yağan karın altında sokak sokak, dükkan dükkan bu hüzünlü ve güzel şehri ve insanları tanımaya çalışır. Kars'ta ağzına kadar işsizlerle dolu çayhaneler, dışarıdan gelmiş ve kardan mahsur kalmış gezgin bir tiyatro kumpanyası, intihar eden ve türban direnişi yapan kızlar, çeşitli siyasal gruplar, dedikodular, söylentiler, Karpalas Oteli ve sahibi Turgut Bey ile kızları İpek ve Kadife ve Ka için bir aşk ve mutluluk vaadi vardır.

"O ne bir ideolog, ne bir siyasetçi, ne de bir gazeteci. Orhan Pamuk büyük bir romancı."
-New York Times-

"Dikkatimiz şeylerin tehlikeli kenarına
Dürüst hırsıza, şefkatli katil
Batıl inançlı ateiste"
-Robert Browning, Papaz Blougram'ın Maruzatı-

"Edebi bir eserde siyaset, bir konserin ortasında patlayan tabanca gibi kaba ama göz ardı edemeyeceğimiz bir şeydir. Şimdi çok çirkin şeylerden söz edeceğiz."
-Stendhal, Parma Manastırı-
(Epigraflardan)

Ama kitaptaki aşk da siyasi sanki...
Aşk da siyasi entrikanın bir parçası oluyor ya da kahramanım siyaseti aşk entrikasının bir parçası olarak kullanıyor. Kahramanın gözünde siyaset önemli bir şey değil. Önemli olan hayatta mutlu olmak. Ne yazık ki Kars'ta ya da Türkiye'de mutlu olmak için bir de siyasi entrika çevirmek durumunda kalıyor. Ve bakışı o yüzden siyasete öncelik tanıyan birinin bakışı değil; hayatta kalabilmek için siyaset yapmak gerektiğini belirli bir yaştan sonra ne yazık ki anlamış. Bütün bunlar kahramanımı biraz oportünist yapıyor ama inanmıyor öyle şeylere. Bu yüzden kitabıma siyasi roman derdim ama "Kar" bire bir propaganda yapmak, siyasi bir ders vermek niyetinde değil. Belki de, "Kar" Türkiye'de yapılan acılı, şiddetle yüklü, acımasız, yaralar, izler bırakan, ruhlarımızı sarsan, bizi hoşgörüsüz yapan ve bize benzemeyeni aşağılamak, kahretmek, yok etmek amacına yönelik siyasetin arkasında ne tür ruhsal kıpırdanmalar, acılar, insan malzemesi, doku ve maddi bir hayat olduğunu gösteriyor.

Bu romanın hem dincileri hem kendine laik ya da müslüman diyenleri kızdıracağını düşündünüz mü, yazarken?
Korka korka yazdım. Kızabilirler. Karslılar bana Kars'ın gerçeklerini anlat dediler, işsizliği, imkansızlığı, lüzumsuz etnik, dini, siyasi kavgalar yüzünden birbirlerini hırpalamalarını; hem de her Kars'tan ayrılışımda sordular: "Ne anlatacaksın?" Ben de anlattıklarını anlatacağımı söyledim. O zaman da "Aaaa sakın onları anlatma, bizi küçümseme" dediler. Ben Türkiye'nin hikayelerini anlattım. Çünkü yazardan istenen bu
(Her Yerde Kar Var, Orhan Pamuk'la Söyleşi, Tuğrul Eryılmaz, 17 Ocak 2002, Milliyet Kültür&Sanat)
(Tanıtım Yazısından)


Kitaba sahip olanları ve isteyenleri sadece UKitap üyeleri görebilir.